Bulunan Sonuçlar

Arama Kriteri

10 Kasım

Duyu Bütünleme Nedir?

Duyu Bütünleme         

         Duyu bütünleme dış çevreden ve vücuttan gelen bütün uyaranlar tarafından sağlanan bilgilerin insanlar tarafından nasıl kullanıldığını ifade eder. Genel olarak duyuların birbirinden bağımsız olarak bilgi sağladığını düşünsek de, gerçekte bütün duyular bize, yaşadığımız çevre ve bu çevrede bizim yerimiz hakkında bilgi verebilmek için birlikte çalışırlar. Duyularımız kim olduğumuzu, nerede olduğumuzu ve çevremizde neler olup bittiğini tam olarak anlamamız için bütünlük içinde çalışırlar. Çünkü beynimiz görüntü, dokunma, ses, koku ve hareketler hakkındaki bilgileri bir organizasyon içinde kullanır; duyusal deneyimin anlamını algılar ve bu deneyime karşı nasıl tepki verileceği ve davranılacağı bilinir.


         Birçoğumuz için, duyu bütünleme bilincimiz dışında oluşur. Günlük işlerimizi yaparken, örneğin ütü yaparken, aksi bir durum oluşmadığı sürece, ütü yaptığımızı düşünmek zorunda değilizdir. Algılarımızı açık tutmak zorunda değilizdir. Kendimizi bütün t-shirti ütülemiş buluruz. Bu durum bize, duyularımızı kullanmada ne kadar iyi adapte olduğumuzu gösterir. Aksi bir durum oluştuğunda ise,  duyularımız keskinleşir ve bu uyarıcı bilgi üzerine odaklanır.


         Bir kısmımız için ise, duyu bütünleme sistemi verimsizdir. Duyu bütünleme bozukluğu olan insanlar, vücutlarının içinde ve dışında neler olup bittiğini anlamada müthiş bir zorluk yaşar ve duyusal bilgilerin doğru biçimde çalışıp çalışmadığının garantisi yoktur. Buna karşılık, bir çocuk sıkıntı verici bu duyudan kaçabilir ya da bu konuda daha fazla bilgi edinmek için duyuyu daha fazla arar. Örneğin, dokunma duyusunu bütünlemede sıkıntı yaşayan bir çocuk, onu rahatsız edebilecek dokunma deneyimlerinden, örneğin eline kum, boya gibi şeyleri almaktan kaçınır; diğer tarafta ise bu duyulara ihtiyaç duyan bir çocuk da bu deneyimleri normalden çok daha fazla yaşamak isteyebilir.


         Eğer duyu bütünleme bozukluğunuz varsa, ne yaptığınızı çok fazla düşünmek zorunda kalacağınız için ütü yapmak son derece yıpratıcı ve hatta çok tehlikeli olurdu. Aynı şekilde, baharatçının önünden yürüyerek geçmek aşırı stresli bir durum olurdu çünkü keskin kokular sizi boğar, mide bulantısı ve üzgünlüğe neden olan o bölgeden acilen uzaklaşmak zorunda kalırdınız.


          Bir çok çocukta, duyusal bütünleme yetenekleri doğal olarak gelişir. Çocuklar yeni duyuları öğrendikçe, yetenekleri konusunda daha güvende hissederler,  duyusal deneyimlere cevap verme yeteneklerini daha da geliştirirler. Yeni doğan bir bebek, sirenleri çalan bir itfaiye aracı geçtiğinde hayrete düşerken ve ağlamaya başlarken bu bebek bir genç olduğunda, aynı gürültü karşısında kulaklarını kapatarak tepki verir ve aracın sokaktan geçişini izler. Yetişkin olduğunda ise, bu insan, itfaiye aracı geçerken sadece arkadaşıyla konuşmayı keserek tepki verebilir. Duyusal gelişimin doğası gereği, sinir sistemindeki temel yollar gelişir, çocuk yaşamın zorluklarının üstesinden daha kolay gelebilir.


         Bazı çocuklarda ise, duyusal bütünleme düzgün gelişemeyebilir. Çevrelerini algılama konusunda duyularına güvenemezler, deneyimlere cevap olarak nasıl davranacaklarını bilemezler, öğrenme ve doğru davranma konusunda problem yaşarlar. Bu konuda çocuğa yapılacak yardımda, ilk adımda esas olan, dünyasını nasıl deneyimlediği konusunda çocukla empati geliştirmektir.  
Duyusal bütünleme bozukluğu olan çocuklara kesin olarak bir tanı koyulamaz, ancak öz bakımlarında, günlük yaşamlarında ve nasıl davranmaları konusunda sıkıntı ve zorluk yaşarlar. Beyinleri duyusal uyaranları doğru algılama, işleme ve cevap oluşturma konusunda sıkıntı yaşayan çocuklar için “Duyusal Bütünleme Disfonksiyonu” terimi Dr. A. Jean Ayres tarafından ortaya koyulmuştur.


Duyu bütünleme yaklaşımının temel taşlarını üç tip duyusal uyaran oluşturur: Bunlar taktil, proprioceptif ve vestibuler sistemlerdir.
Taktil sistem dokunma hissimizdir; özellikle el, ayak ve başımızdaki duyusal bölgelerden regüle edilir.
Proprioception vücudumuzun pozisyon hissini ifade eder ve uzaysal boşlukta vücut farkındalığımızı, hareketlerin koordinasyonunu ve planlanmasını, duyusal güveni, kendine güveni kapsar.
Vestibuler sistem ise denge duyusunu ifade eder, iç kulaktaki duyusal reseptörlerden regüle olur. Vestibuler sistem kas tonusu, postural stabilite, görsel uzaysal algılama, motor kontrol, görsel motor kontrol, sessel yetenekler ve dikkatin regülasyonu ile ilişkilidir.
Duyu bütünleme, diğer bir deyişle “duyu motor bütünleme”, insan hayatının bütün yaşlardaki sürekli, temel kavramıdır.